3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ.
1992 yılında Birleşmiş Milletler
aldığı bir kararla, 3 Aralık gününü “Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan
etti.
Bu kararın ardından BM İnsan
Hakları Komisyonu 5 Mart 1993 tarihli ve 1993/29 sayılı bildirisi ile üye
ülkelerce 3 Aralık gününün “engellilerin topluma kazandırılması ve insan
haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması” amacıyla tanınmasını istedi.
Ve o günden beri, 3 Aralık
“engelliler günü” olarak bilinmektedir.Bu vesile ile doğumuna az bir süre kala
engelli bir çocuğun annesi ile aralarındaki konuşmayı sizinle paylaşıyorum..
ENGELLİ
BİR ÇOCUĞUN ANNESİNE SÖZLERİ...
-Nasılsın?
-Ben iyiyim. Doğmama çok az bir
süre kaldı. Ama sana söylemem gereken bir şey var.
Kimilerine göre bazı
eksikliklerle geleceğim.."Özürlü" diyecekler bana..
Ama
ben Senin dışında... kimseden "özür" dilemeyeceğim anne..
Beklentilerinin hepsine cevap
veremeyeceğim için..Senden şimdiden özür dilerim..
Komşumuz çocuklarını benimle
oynatmak istemediği zaman boynunu eğeceğin için..
"Bana doğru düzgün bir evlat
bile veremedin", sesini duyarsan bir gün..Kulağındaki her yankısı
için..Mağaza mağaza dolaşıp bisiklet seçmenin tatlı heyecanı yerine,Tekerlekli
sandalye almanın burukluğunu sana yaşatacağım için..
Çağrılmayacağımız her aile
toplantısı,bayram kutlaması, piknik için..Yada çağrılacağın ama benim yüzümden
gidemeyeceğin her toplaşma, her düzenlenen kadınlar günü için..
ÖZÜR
DİLERİM ANNE..!
Ama
senden bir isteğim var; Benden sakın vazgeçme anne!
Bacaklarım güçsüz
olabilir..Kolayca tırmanamayabilirim merdivenleri..Sakın beni taşımaya kalkma
anne!
Tamam engelleri birlikte aşalım
yine..Ama sen elimden tutma!Bana yardım etmek istiyorsan yukarı çık ve bana
"gel" de!Çıkamadığım için ağlayabilirim belki de..Ama sen ağlat beni
anne!Ağlasam da daha çok merdiven çıkarmalısın bana..
Yoksa
asla güçlenemem..
Kulaklarım iyi
işitmeyebilir..Konuşmaya başlamam biraz zaman alabilir belki..
Ama sen sakın suskunluğa bürünme
anne! Daha çok konuşmalısın benle! Daha çok şarkı söylemeli, daha çok kitap
okumalısın bana!
Yoksa
asla konuşamam...
Belki bazı takıntılarım,
ısrarlarım olabilir geldiğimde..'N'olur bana 'hayır' de anne!
Bana acıdığın ve beni mutlu etmek
için, istediğim her şeyi yapma hatasına sakın düşme!
Lütfen
ağlat beni anne!
Şimdi beni ağlat ki, ilerde
birlikte ağlamayalım..Yoksa asla ayakta
duramam..
Belki etrafındaki insanlardan
biraz farklı bir yüzüm olabilir doğduğumda..Çok iyi görünmeyebilirim belki..Ama
sen yine güzel güzel bak bana anne!Öyle bak ki, bende aynaya baktığımda
karşımda güzel bir yüz görebileyim..
Yoksa
asla kendime gülümseyerek bakamam...
Bir şeyleri hemen kavramayabilir,
çabucak anlamayabilirim belki...Ama sen yine anlat bana anne! Defalarca anlat! Benden
sakın VAZGEÇME!
Yoksa
asla öğrenemem...
***
ENGELLİLER,
KADERLERİNE MAHKÛM MUDUR?
En basit tanımı ile “engelli”, diğerlerine göre kısıtlılığı olan
(kişi) demektir.
Görme engeli, İşitme engeli,
Fiziksel engel, Zihinsel engel, Ruhsal engel, Sosyal bozukluklar vb engeli
olanlar için yaşamak çok kolay olmuyor.
Hayat standartları normal insana
göre düzenlenmiştir. Yollar, merdivenler, hastaneler, okullar onlar için ciddi
sorun olmaktadır.
Bütün insanlar özgür, onur ve
hakları yönünden eşit doğarken yaşamsal süreçte maruz kaldıkları kendi
ellerinde olmayan sebeplerle engelli olmaktadır. Hayatını iyi sağlayamayan kişi
de, boyu diğerlerinden daha kısa kişi de bir anlamda engellidir.
Ancak bu, kişileri aşağılayan bir
durum değildir. "Ayağını yorganına göre uzat!" atasözünde olduğu gibi
bu kimseler durumlarına uygun çözümlerle hayatı çekilir hale getirebilirler.
Ortopedik engelli bir kimse de pekâlâ seyahat edebilir; görme engelli bir kimse
yazabilir ve okuyabilir.
Çevremizde
samimi olarak gözlem yapalım. Mutlaka engelli dostlarımız vardır. Kişisel olarak
ne yapabiliyoruz.Devlet olarak ,Belediye olarak ne yapabiliyoruz….Yapılanlar
yeterlimidir…
Şimdi
ben kendime soruyorum. ENGELLİLER, KADER
MAHKÛMU MU?
Bizler toplum olarak duygusal bir
yapıya sahibiz. Sıkıntılı durumda olan insanlara genelde üzülerek bakarız ve
vahlı, tühlü cümleler kurarak hallerine acırız. Aslına bakılırsa çevremizde
gördüğümüz engellilere de aynı şekilde yaklaşıyor ve “Ailesine Allah Kolaylık
Versin” demekten başka yaptığımız fazlada bir şey olmuyor.
VEBAL ALTINDAYIZ… SORUMLUYUZ.
ÇÜNKÜ HAYATI MÜŞTEREK PAYLAŞIYORUZ..
Bu
büyük vebali sırtımızda taşımamak için yaşamımızın her evresinde engellilere ve
de ailelerine elimizden gelen her türlü yardımı yapalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder