BU MAKALE 1 NİSAN 2013 BALIKESİR DEMOKRAT GAZETESİ 3. SAYFADA YAYINLANMIŞTIR..
“BİR
NİSAN ŞAKASI” DA NEREDEN ÇIKTI..
Bolu
Erkek Öğretmen Okulu birinci sınıfındaydım. Edebiyat Hocamız ŞEREF SUNAR; Şık giyimli, yakışıklı , , her zaman
sakal tıraşına önem veren, kısa saçlı, diksiyonu çok düzgün, Türkçe’yi mükemmel
konuşan, prensip sahibi bir öğretmenimizdi. Edebiyat, Dilbilgisi ve Kompozisyon
derslerimize gelir, Namık Kemal’in, Tevfik Fikret’in, Fuzili’nin, ders
kitabımızdaki tüm yazarların, şiirlerini ezbere bilirdi. Tek kelimeyle mükemmel
bir öğretmendi. Örnekti.Yıllardır onun yerine koyacağım o düzeyde hocam
olmadı..Şimdi Bolu’da yaşıyor .İnternetten yazılarımı okuduğunu biliyorum.Hoşgörüsüne
sığınarak Sınıfça ona yaptığımız şakayı sizinle paylaşıyorum.
1972
yılı BİR NİSAN günü derse girdi.
Sınıfın ortasına kadar geldi. Çeketinin önünü ilikledi. Vakur duruşuyla baş
selamı verdi. "Günaydın” dedi.
Gelenekte öğrenciler sağ ol der yerine otururlar. Ancak biz ŞAKA PLANI gereği,
ayakta hazır ol vaziyetinde kaldık. Bütün sınıf, yüksek sesle "ANDIMIZ" metnini, ilkokul
çocukları gibi okuduk. Asil ve gururlu hocamız hiç bozuntuya vermeden, dikkatle,
sakince dinledi. Andımız bitti.
Önceden Aramızda kararlaştırdığımız senaryo
gereği, Öğretmen masasının içine Fethi Demen girmiş bekliyordu. Beklediği işaretle
Mecit ŞAHİN arkadaşımız ÖKSÜRDÜ. Üst kapağı montesiz öğretmen masası içindeki
Fethi masayı kapıya doğru sürükledi. Hocamız çok etkilendi telaş içinde “ ne
oluyor bu masaya ” diye bağırdı. Masanın
hareketine mani olmak için üst tablayı tuttu. Ancak bağlantısı olmadığı için
masa tablası elinde kaldı. Ön sıradaki Kız arkadaşlarımızın sırasına koydu. Masa
iskeleti içindeki Fethi DEMEN ise dar iskelet içinde çömelmiş yürüyerek masa
iskeletini sürükledi. Kapıya çarptı. Kapı açıldı. Ayağa kalktı. Çok korkmuştu.
Öğretmenin kendisini döveceğini düşündü.
Çekinerek ve korkarak masa iskeletini
eski yerine sürükledi. Hepimiz dozu çok ağır şakayı yapmaktan pişman olmuştuk.
Hocamızın bakışları karşısında adeta yerin dibine girdik.
Hocamız
çok kızmıştı. Uzun uzun bize baktı. "Kilometre
taşları..! Sizi karayollarına vereceğim..Yol kenarına dizsinler.Orada işe
yararsız. Dedi. Fethi ürkek ve şaşkın bakışlarla masayı yerine koydu.
Tablayı kapattı. Hocamız YOKLAMA ALDI DEFTERİ YAZDI. VE HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ
DERSE BAŞLADI. Onun bize kilometre
taşları demesi ne bir hakaret ne de bir aşağılamadır. Sadece latifeden
ibarettir.
Şeref SUNAR hocam, örnek insan, bu meseleyi orada tadında bıraktı. Dersini
bir şey olmamış gibi sürdürdü.
BİR NİSAN şakaları,
yaşlı genç her insanın yüzünde tebessüm oluşturan türlü türlü muzipliklerin
yapıldığı bir tarihtir.
BİR NİSAN şakası
nereden çıktı? Bu konuda çok söylenti var. Ben en yaygın olanını sizinle
paylaşayım.
1564 yılında
dönemin Fransa Kralı 4. Charles, bir anda aldığı radikal bir karar ile yılbaşı
tarihini 1 Ocak olarak değiştirdi. Bu döneme kadar Fransa’da yılbaşı olarak
kabul edilen tarih, Mart ayının son haftasındaki Cumartesi günüydü. Böylelikle
hafta başı itibariyle yani BİR NİSAN tarihinde,
insanlar birbirlerinin yeni yılını kutlar ve çeşitli eğlence amaçlı etkinlikler
düzenlerdi.
Ancak
dönemin haberleşme araçlarının yalnızca at üzerindeki insanlar olduğu
düşünülürse, Kral 4. Charles’ın aldığı bu değişiklik kararı, Fransa’nın birçok
yerine oldukça geç bir sürede ulaştı. Bu nedenle çoğu insan yeni yılın 1 Ocak
tarihine alındığından haberdar olmadı. Ancak Fransa’da kralın çevresindeki
asilzadeler, yeni yılı 1 Ocak tarihinde kutladıktan sonra köylü takımının
geçmiş yeni yılı 3 ay sonra kutlaması ile alay etmeye başladı. Köylülerle deyim yerindeyse “kafa bulmak”
için olmayan yeni yıl partilerini ilan ettiler, asla verilmeyecek
hediyeleri vaat ettiler ve böylece yaptıkları şakalar ile kendilerine büyük bir
eğlence edinmiş oldular. Fransız asilzadeleri alt sınıf olarak gördüğü
köylülerin, yeni yılın değişmesinden dahi haberlerinin olmamasını uzun süre
boyunca bir eğlence kaynağı olarak gördü.
Böylece geçen yıllar içerisinde BİR NİSAN tarihinde olmayan partiler ya
da verilmeyecek hediyeler ile ilgili şakalar yapmak, bir adet haline geldi ve
günümüze kadar ulaştı. İngilizcede bugüne ”
April fools day” yani Nisan aptalları günü denmektedir. Fransızlar ise bu
olayı kültürlerinin bir parçası olarak kabul ederek, âdeti sürdürmeye devam
ettiler ve böylece BİR NİSAN şakaları
günümüze kadar ulaştı…
Bu gün, insanımızın
kıvrak zekâsı tam kapasite çalışır. Bir Nisan günü harika şeyler üretir...
Bir
tatlı tebessüm herkese lazım..Gülmek ,coşkulu olmak sağlık alameti değil mi… Herkes
hoşgörülü olsun.
Bugün kavga etmek yasak olsun.Bütün gün güzel şeyler düşünün.Farklılıklarımızı zenginlik olarak görün.
Ortak
sevineceğimiz,ortak noktada buluşabileceğimiz yüzlerce müşterek mutabakatımızın
olduğunu fark edin.Ve baharın ilk müjdeleri ile tabiatın yeşillenmesi gibi
biz de hayatımızı güzelleştirelim..
Küçücük
bir gülümseme insan hayatında ne kadar çok değişikler yaratıyor.Her zaman her
daim hayata gülümseyelim..
Bu
gün size, hayal ettiğiniz şeylere başlama cesareti, her gün hayata yeniden âşık
olma gücü ve her şeyden önemlisi yaşanacak mutlu anlar getirsin. Haydi, siz de hayata gülümseyin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder