Baba
o benim değil ki !
Baba,
ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür.
"Allah Allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna
seslenir:
-"Getir
bakayım şu karneyi!"
-"Al
baba..."
Adam
karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf.
-"Bir
dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, İngilizce kursu
dedin, İngilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen
yapıyoruz. Ne bu notların hali, rezil
şey!"
-"Baba...
O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında
karnelerinden birini bulmuştum..."
KARNE
Karne günüydü.
Küçük oğlan okuldan döndü. Annesi: Karnen nerede? Diye sordu.
Çocuk
güldü:
-Arkadaşıma
ödünç verdim. Babasını korkutacak...
Çocuklarımızın karne tatili 25 Ocak 2013 Cuma günü
başlayacak,
11 Şubat 2013"de sona erecek.. 17 milyon öğrenci tatile girecek ilk kez
karne alacakların sayısı yaklaşık 1 milyon 600 bin, 700 bin öğretmen ve 17 milyon
öğrenci 2 haftalık tatilin ardından İkinci dönem okullar 11 Şubat 2013'de
açılacak Eğitim öğretim yılının ikinci yarısı 14 Haziran 2013 te sona erecek….
ANNELER ,BABALAR AMAN DİKKAT HATA YAPMAYINIZ…!
Günümüzde
birçok aile maalesef hala çocuklarını karne notları ile değerlendiriyor. O
notlara bakarak çocuklarını “başarılı” ya da “tembel” olarak etiketleyen
aileler bu durumlarda da aşırı cezalandırma veya ödüllendirmeyi tercih ediyor.
Oysa uzmanlar, ailelerin bu tür geri dönüşlerine pek de olumlu yaklaşmıyor.
Karne alan
çocuğa nasıl davranmalı?
Karne, gelecek adına önemli ipuçları taşıyan
çok önemli bir fırsat olarak değerlendirilmeli. Bu belgeye çocuğun başarılı ya
da başarılı olduğu dersleri ya da bazı derslerdeki eksikleri gösteren bir
çizelge olarak bakılmalı.
Öncelikle
kötü notları değil, iyi notları değerlendirin. Çocuklara neleri
yapamadıklarından çok neleri yapabildiklerini ve yapabileceklerini anlatın.
Olumsuz ve eksik bulunan davranışlar yerine olumlu özelliklerine yönelmek çok
daha etkili olur. Sadece olumsuzlukları vurgulamak, çocuğun diğer olumlu
özelliklerini görmeyi engeller ve kendisini tümden başarısız değerlendirmesine
yol açar. Yapılan araştırmalar, olumlu özelliklerin ön plana çıkarılmasının
özgüven gelişimini desteklediğini ve genellemelere yol açarak olumsuz durumları
da ortadan kaldırdığı yönünde.
Çocukları düşünmeye ve konuşmaya yönlendirerek
dinleyin, başarısızlık nedenlerini belirleyin ve çözüm stratejileri geliştirin.
Bu aşamada, çocuklara güvendiğinizi hatırlatın, ortak kararlar alarak
uygulamaya koyun.
Eğitim yaşam boyu devam eden bir süreçtir.
Sadece karne odaklı düşünmek bunun düzeltilemez bir durummuş gibi algılanmasına
yol açar. Bu nedenle çocuğun başarılarına sadece var olan durum değil gelecek
odaklı bakmak daha yararlı.
“Neden
daha yüksek değil?”, “Diğer çocukların durumu nasıl?” gibi söylemler
umutsuzluklara ve değersizlik duygularının yaşanmasına sebep olur. Tüm çocuklar
kendi gelişimleri içerisinde değerlendirilmeli, çok küçük bile olsa ilerlemeler
olumlu ele alınarak pekiştirilmeli.
Kötü
karneyle gelen çocuğun suçluluk, pişmanlık, üzüntü gibi duyguları yoğun olarak
yaşayabileceği gözden kaçırılmamalı. Bu duyguların farkında olunduğu dile
getirilmeli, iyi olmayan notların telafi edilebileceği, çaba göstererek aşılabilecek
bir engel olduğu belirtilmeli.
Yetenek,
ilgi ve beceri açısından bakıldığında her çocuğun kendine özgü bir repertuarı
olduğundan kıyaslama yapmak, çocuğun motivasyonunu arttırmak yerine yetersizlik
duygularını harekete geçirir. Ayrıca kıyaslandığı bireyle ilişkisi de bozulur.
Çocuğu başkalarıyla kıyaslamak yerine kendi içindeki gelişimini görebilmek çok
daha önemlidir.
Çocuklarımıza gösterdiğimiz sevgi ve ilginin
koşullu olmadığı unutulmamalı.
Karne
notlarından dolayı tüm olumlu özelliklerini bir kenara bırakıp, onu başarısız
olarak değerlendirerek, sevgiden yoksun bırakma yoluna gidilmemeli.
Başarısızlık soğukkanlılıkla karşılanmalı,
olabilir ve gerekli şartlar oluşturulduğunda düzeltilebilir bir durum olarak
değerlendirilmelidir. Unutulmamalıdır ki, kötü bir karne düzeltilebilir ancak
çocuğun kişiliği üzerinde yapılacak tahribat telafisi mümkün olmayacak sonuçlar
doğurabilir.
Karne
notlarına ilişkin zaman zaman eşler birbirlerini değerlendirme, suçlama yoluna
gidebilir ve gereksiz tartışmalar yaşanabilir. Babalar anneleri öğretici,
anneler ise babaları idareci gibi görebilir. Bu tartışmaların çocuk üzerindeki
etkisi ise, mutsuz, suçluluk duygusu yaşama, öğrenmeye karşı isteksizlik ve
olumsuz davranışlara yönelme şeklinde olabilir. Unutmamak gerekir ki suçlamalar
yerine ortak çözüm önerileri oluşturabilmek başarıyı getirecek.
Unutmayalım. Çocuklarımız ile bir gül
bahçesindeyiz.
Bu bahçeyi çok seviyoruz... Rengârenk güllere ulaşmak, onları koklamak zamanı
gelince toplamak istiyoruz. O bahçenin büyümesini, genişlemesini,
çeşitlenmesini istiyoruz. Bazen o bahçede yürürken veya gülleri budarken
elimize dikenler batabiliyor veya kolumuzu, bacağımızı çizebiliyoruz. Belki o
anda canımız yanıyor. Ancak bahçeye her baktığımızda yaşadığımız o güzel duygu,
o acıyı yaşamaya değer kılıyor. Dikenler olmasaydı keşke. Ancak dikensiz gülün
zevki de olmazdı belki. Çocuklarımızın karnelerinde gördüğümüz o zayıflar, bu
gül bahçesinin dikenleridir. Dikene
takılıp bahçeyi terk etmemenizi dilerim.
ÇOCUKLARIMIZ
GELECEĞİMİZDİR. SİZİN ÇOCUKLARINIZ ÜLKEMİZİN ZENGİNLİĞİDİR.BİZİM
ÇOCUKLARIMIZDIR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder