SOSYAL BOZULMA
Günümüzdeki
en önemli sorun, toplumun temelini oluşturan sosyal yapılardaki bozulmadır.
TOPLUMSAL
ÇÖKÜŞ DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE KENDİNİ GÖSTERMEKTEDİR. Dağılmış aileler,
boşanmalardaki artış ve gayrimeşru çocuklar aile kurumundaki tahribatın doğal
sonucudur.
Stres,
huzursuzluk, mutsuzluk, endişe ve kaos pek çok insanın hayatını adeta bir
kabusa dönüştürmektedir.
Manevi boşluk içindeki insanlar,
bunalımlarına çare ararken alkol ve uyuşturucu bataklığına düşmekte veya
karanlık yollara girmektedir.
Geçenlerde
bir dostum mesaj olarak göndermiş, okudum. Gerçekten etkilenmemek mümkün değil
her satırına katılıyorum…
“Evden ayrılırken geride kalanlara, Allaha
ısmarladık, Allah'a emanet olun! Derdik.
Şimdi; Haydi ben kaçtım, bay bay.! Hadi öptüm!
Der olduk...
İşe
gidenlere; Allah işini rast getirsin! Derdik, Şimdi; Bol kazançlar! Der olduk.
Şaşırdığımızda;
Suphanallah! Derdik. Şimdi ise; Vaaavvv!
Der olduk.
Sevindiğimizde;
Elhamdülillah! Derdik. Şimdi ise; Olleeeyyy! Der olduk.
Başımıza
bir musibet geldiğinde; Allah’ın dediği olur! İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn.
(Biz
Allah'tan geldik, yine O'na döneceğiz) derdik.
Şimdi
ise; Hay aksi, bu da nereden çıktı. Bittim, mahvoldum! Der olduk.
Bize
iyilik yapana da; Allah razı olsun, Allah ne muradın varsa versin! Diye dua
ederdik. Şimdi de; Sağ ol! Mersi. Diyoruz.
Bir
işle uğraşanlara da; Allah kolaylık versin! Derdik. Şimdi ise; Kolay gelsin!
Der olduk.
Yeni
evlenenlere de; Allah bir yastıkta kocatsın! Derdik. Şimdi ise; Mutluluklar!
Der olduk.
Sınava
girecek olanlara; Allah zihin açıklığı versin! Diye dua edilirdi. Şimdilerde
ise; Başarılar! Deniliyor.
Geleceğe
dair planlar yapılırken; İnşallah, Allah izin verirse, Allah kısmet ederse!
Derdik. Şimdilerde de; Sanki gelecek bizim elimizdeymiş gibi fütursuzca konuşur
olduk.
Umarım,
tahminim o ki, gibi ne olduğu belirsiz ifadeler kullanır olduk.
Günah
işlediğini gördüğümüz kimselere; Allah ıslah etsin, Allah affetsin, Allah
hidayet etsin! Derdik. Şimdi lanet okur, beddua okur olduk.
Kötü
bir şeyden bahsederken; Allah korusun, Allah esirgesin! Derdik, Şimdilerde;
Kapa şu şom ağzını! Der olduk.
Sözlerimizden
ALLAH kelimesinin çekilmesi, bir zaman sonra hayatımızdan da bereketin
kaybolmasına yol açtı. Şimdilerde mutluluğu Allah’tan başka şeylerde arar
olduk,
Lakin beyhude! Ne diyelim? ALLAH
sonumuzu hayreylesin!”
İnsanımızın
deformasyonu için yüzlerce farklı örnek verebilirim.
İnsanlar
çabuk sinirleniyorlar. Küs olanlar, dargınlar çoğalıyor. Maalesef, boşanmalar
artıyor.
Birbirimizi dinlemiyoruz.
Duymak istediklerimizi söylemeyenlerle çatışıyoruz.
Trafikte
seyir halinde gördüklerimiz. Mahkemelerdeki artan dosyalar, gergin bir toplum olduğumuzu belgeliyor.
Görünen o ki, tahammül gücümüz
azaldı…
Benim
tespitim budur. En küçük bir olumsuzluk, beklenmedik tepki ile karşılanıyor.
Televizyonlarda
tartışma programlarının reytingleri kavga olursa artıyor. Dizi filmlerde,
çatışma sahneleri ve kavgaların olduğu sahne sayısı arttıkça, izleyenlerin
sayısı artıyor.
BİZE
NE OLUYOR. NEDEN BÖYLE OLDUK.
Neden
siyasilerimiz her gün kavga ediyor.! Neden Bize örnek olması gereken, ülkeyi
yönetmeye aday kimselerin her akşam çatışmalarını seyrediyoruz.
Süt
neyse kaymağı odur. Milletimize bir şeyler oldu. Kavgayı, çatışmayı izlemekten
hoşlanıyoruz. Böyle olunca da içimizden çıkan vekillerimiz, siyasilerimiz,
yöneticilerimiz de aynen bizim gibi oluyor. Okumayı ve araştırma
yapmayı sevmiyoruz. Tahammül gücümüz azalmış, sabırsız olmuşuz…
HAYIR..!
BU GİDİŞ YANLIŞTIR ..
En
kısa zamanda farkına varıp özümüze dönmeliyiz. Eğitim sisteminde bir yanlışlık
mı var gözden geçirmeliyiz! Özümüzü kaybedersek vatanımızı kaybederiz.
İnsanlığımızı kaybederiz.
BİLGE KAĞANIN
sözü bugün için lazımmış..!
“Ey
Türk, üstte gök delinmedikçe, altta yer yarılmadıkça senin ilini ve töreni kim
Bozabilir. EY TÜRK TİTRE VE KENDİNE
DÖN.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder