23 Mart 2016 Çarşamba

SOSYAL BOZULMA

SOSYAL BOZULMA
Günümüzdeki en önemli sorun, toplumun temelini oluşturan sosyal yapılardaki bozulmadır.
TOPLUMSAL ÇÖKÜŞ DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE KENDİNİ GÖSTERMEKTEDİR. Dağılmış aileler, boşanmalardaki artış ve gayrimeşru çocuklar aile kurumundaki tahribatın doğal sonucudur.
Stres, huzursuzluk, mutsuzluk, endişe ve kaos pek çok insanın hayatını adeta bir kabusa dönüştürmektedir.
Manevi boşluk içindeki insanlar, bunalımlarına çare ararken alkol ve uyuşturucu bataklığına düşmekte veya karanlık yollara girmektedir.

Geçenlerde bir dostum mesaj olarak göndermiş, okudum. Gerçekten etkilenmemek mümkün değil her satırına katılıyorum…

 “Evden ayrılırken geride kalanlara, Allaha ısmarladık, Allah'a emanet olun! Derdik.
 Şimdi; Haydi ben kaçtım, bay bay.! Hadi öptüm! Der olduk...

İşe gidenlere; Allah işini rast getirsin! Derdik, Şimdi; Bol kazançlar! Der olduk.

Şaşırdığımızda; Suphanallah! Derdik. Şimdi ise; Vaaavvv!  Der olduk.
Sevindiğimizde; Elhamdülillah! Derdik. Şimdi ise; Olleeeyyy! Der olduk.

Başımıza bir musibet geldiğinde; Allah’ın dediği olur! İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn.
(Biz Allah'tan geldik, yine O'na döneceğiz) derdik.
Şimdi ise; Hay aksi, bu da nereden çıktı. Bittim, mahvoldum! Der olduk.

Bize iyilik yapana da; Allah razı olsun, Allah ne muradın varsa versin! Diye dua ederdik. Şimdi de; Sağ ol! Mersi. Diyoruz.

Bir işle uğraşanlara da; Allah kolaylık versin! Derdik. Şimdi ise; Kolay gelsin! Der olduk.
Yeni evlenenlere de; Allah bir yastıkta kocatsın! Derdik. Şimdi ise; Mutluluklar! Der olduk.

Sınava girecek olanlara; Allah zihin açıklığı versin! Diye dua edilirdi. Şimdilerde ise; Başarılar! Deniliyor.

Geleceğe dair planlar yapılırken; İnşallah, Allah izin verirse, Allah kısmet ederse! Derdik. Şimdilerde de; Sanki gelecek bizim elimizdeymiş gibi fütursuzca konuşur olduk.
Umarım, tahminim o ki, gibi ne olduğu belirsiz ifadeler kullanır olduk.

Günah işlediğini gördüğümüz kimselere; Allah ıslah etsin, Allah affetsin, Allah hidayet etsin! Derdik. Şimdi lanet okur, beddua okur olduk.

Kötü bir şeyden bahsederken; Allah korusun, Allah esirgesin! Derdik, Şimdilerde; Kapa şu şom ağzını! Der olduk.

Sözlerimizden ALLAH kelimesinin çekilmesi, bir zaman sonra hayatımızdan da bereketin kaybolmasına yol açtı. Şimdilerde mutluluğu Allah’tan başka şeylerde arar olduk,
Lakin beyhude! Ne diyelim? ALLAH sonumuzu hayreylesin!”

İnsanımızın deformasyonu için yüzlerce farklı örnek verebilirim.
İnsanlar çabuk sinirleniyorlar. Küs olanlar, dargınlar çoğalıyor. Maalesef, boşanmalar artıyor.
Birbirimizi dinlemiyoruz. Duymak istediklerimizi söylemeyenlerle çatışıyoruz.

Trafikte seyir halinde gördüklerimiz. Mahkemelerdeki artan dosyalar,  gergin bir toplum olduğumuzu belgeliyor.
Görünen o ki, tahammül gücümüz azaldı…
Benim tespitim budur. En küçük bir olumsuzluk, beklenmedik tepki ile karşılanıyor.
Televizyonlarda tartışma programlarının reytingleri kavga olursa artıyor. Dizi filmlerde, çatışma sahneleri ve kavgaların olduğu sahne sayısı arttıkça, izleyenlerin sayısı artıyor.

BİZE NE OLUYOR. NEDEN BÖYLE OLDUK.
Neden siyasilerimiz her gün kavga ediyor.! Neden Bize örnek olması gereken, ülkeyi yönetmeye aday kimselerin her akşam çatışmalarını seyrediyoruz.

Süt neyse kaymağı odur. Milletimize bir şeyler oldu. Kavgayı, çatışmayı izlemekten hoşlanıyoruz. Böyle olunca da içimizden çıkan vekillerimiz, siyasilerimiz, yöneticilerimiz de aynen bizim gibi oluyor. Okumayı ve araştırma yapmayı sevmiyoruz. Tahammül gücümüz azalmış, sabırsız olmuşuz…

HAYIR..! BU GİDİŞ YANLIŞTIR ..
En kısa zamanda farkına varıp özümüze dönmeliyiz. Eğitim sisteminde bir yanlışlık mı var gözden geçirmeliyiz! Özümüzü kaybedersek vatanımızı kaybederiz. İnsanlığımızı kaybederiz.

BİLGE KAĞANIN sözü bugün için lazımmış..!
“Ey Türk, üstte gök delinmedikçe, altta yer yarılmadıkça senin ilini ve töreni kim Bozabilir. EY TÜRK TİTRE VE KENDİNE DÖN.”


Hiç yorum yok: