Kuşak çatışmaları
Kuşak çatışması ve yönetimin devri nedeniyle ortaya çıkan sorunlar yeni değildir. İkinci Murat ile Fatih Sultan Mehmet arasında iktidar, yedi yıllık bir dönemde üç kez (bazı tarihçilere göre beş kez) el değiştirmiştir. Tarihin her döneminde benzer sorunlar yaşanmıştır.
Geçen yüzyılda "rota ve seyir" konusunda yapılan bir hatanın düzeltilmesi için çok zaman vardı. Günümüzde ise iki-üç yıllık gaflet dönemi şirketlerin büyük yarışta önemli kayıplara uğramasına yol açabilmektedir. Kuşaklar arasındaki diyalog ve işbirliği anlayışı teknoloji kadar hızlı bir şekilde değişmediği için, sürekli olarak yaşanan bu sorunun önümüzdeki yıllarda daha da şiddetlenmesi beklenmektedir.
Her baba, kurduğu işi çocuğunun daha da geliştirmesini bekler. "Kurucu baba" lar ise şirketi bir türlü gençlerin eline bırakmaz. Zira yılların birikimi ve emeğinin gençlerin yanlış kararları ile heba olmasından korkar. Bu hayal ve korku arasındaki zikzaklar, şirketlerde kuşak çatışmasını başlatır.
“Bazı durumlarda, baba (veya anne) iktidarın çekiciliğine kapılıp, devir teslimi sürekli erteler. Yönetim sırası oğula geldiğinde ise gençliğin dinamizmi ve yırtıcılığı çoktan geride kalmıştır. Bazen baba yönetimi şeklen çocuğuna bırakır. Niyeti işi devredip bir köşeye çekilmek gibi görünse de "uzaktan kumanda" babanın elindedir. Böylesi bir ortamda şirket çalışanları, genç yöneticinin kararının muhakkak bir "temyiz" aşamasından geçeceğini düşünür. Oğul veya kız istediği kadar bilgili ve yetenekli olsa da şirkette amaçladığı otoriteyi kuramaz.” *
Gerekli deneyim ve birikime sahip olmadan başa geçen gençlerin, uzun yılların emeğini kısa sürede heba ettiği de görülmüştür. Hırslı evladın zamanını beklemeden babaya karşı açtığı isyan bayrağı bir "fetret devri"nin başlangıcı olabilmektedir.
Ayrıca;
Şirketlerimizin çoğunda, kuşaklar arasındaki yönetim ve yönetim tarzı tartışmalarına hakemlik edebilecek yönetim kurulu yapısı yok.
İkinci veya üçüncü kuşak mevcut işe "kurucu baba" kadar ilgi duymadığında da diyalog kopuyor.
Kurumsallaşma çalışmaları beklendiği kadar hızlı olmayınca, şirketin dinamizmi ve büyüme potansiyeli, kuşak çatışmalarında ve kardeş kavgalarında harcanıyor.
Şirket içi demokrasinin yeterince derin olmaması, genç kuşağın yenilenme mücadelesinde ittifak bulmasına imkan vermiyor. Çalışanların çoğunluğu "baba"nın tarafını tutuyor. Katı hiyerarşi ve kurallar, gençlerin inisiyatiflerini köreltiyor, onları yalnız bırakıyor.
Geleneksel aile disiplini ve itaat anlayışı, oğulların ve kızların yenilenme mücadelesi vermelerini önlüyor.
Kurucu babanın çekirdekten yetişme ve hayat üniversitesinden mezun olduğu, çocukların iyi eğitim gördüğü şirketlerde genç kuşağa yetki ve sorumluluk devri olabiliyor. Babalar ve çocukların aynı eğitime sahip oldukları durumda strateji ve yönetim tarzı konusundaki tartışmalar çatışmaya dönüşebiliyor.
Ne yapılabilir?
Günümüzde de şirketlerde, örgütlerde ve partilerde kuşak çatışmasından korkmamak ve bu çatışmayı bir yeniden yapılanma platformuna dönüştürmek gerekiyor. Bunun için şu önlemler yararlı olabilir:
Oğul ve kızlara yönetim kurulunda görev verilmesi için onların kırklı-ellili yaşlara gelmesi beklenmemeli.
Yönetim kurulları gereksiz görülmeyip, yeni fikirlerin harman edildiği bir platforma dönüştürülebilirse kuşaklar arasındaki diyalog kolaylaşacaktır.
Gençlerin, yeni fikirleri kabul ettirme mücadelesindeki en büyük zaafları kırılganlıktır. Büyüklerini ikna edecek bir azim ve kararlılık gösteremeyen, babasının bir dudak bükmesi ile morali bozulan genç, piyasa okyanusunda yolunu hemen kaybeder. Önceki kuşaklar da gençlere itaat değil, mücadeleyi ve inisiyatifi esas alan bir eğitim vermek zorundadır.
Aile ve şirket içi tartışma ve diyalogda kural "projen kadar konuş" olmalıdır. Şirket için bir stratejik planlama çalışması yapılması da rota tartışmalarını verimli kılar. Bu konuda tarafları uzlaştırabilmek için danışmanlık alınmasının yararlı olduğu görülmüştür.
Ödüllendirmenin kıdeme göre değil de performansa göre belirlenmesi ve yönetim piramidinin yassılaşması da kuşaklar arası diyalogu kolaylaştırabilir. Yeni kuşağa yetki verildikten sonra, "uzaktan kumanda" işleri iyice karıştırır. Baba, hayat-memat meselesi olmayan konularda, hatalı olsa da çocuklarının kararlarına karışmamayı öğrenmelidir.
5 Ağustos 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder