5 Ağustos 2009 Çarşamba

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARI

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARI
Çocuğun yaşamının ilk beş yılındaki eğitimine de en az beslenmesi veya sağlığı kadar önem verilmeye başlanması, 20. yüzyılın uygar toplumlarının eğitimsel açıdan kanımızca en belirgin özelliklerinden biri olarak kabul edilebilir.



Doğumu izleyen ilk yılların gelişmesi ve eğitimindeki öneminin anlaşılması, ailenin görev ve sorumluluklarını da büyük ölçüde arttırmıştır. Okul öncesi dönemdeki çocuğun, öncelikle sağlıklı bir bakım ve beslenmeye ihtiyacı vardır. Bunun yanında anne ve babası ile kuracağı duygusal bağlar, onun neşeli, zevkli, hoş, sevgi dolu bir insan olması yolunda önemli etkenlerdir.



Çocuğun okul öncesi dönemdeki çeşitli ihtiyaçlarını karşılayabilmek, bugünkü bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sağladığı imkânlarla artık yalnız başına ailenin başaracağı bir konu olmaktan çıkmış durumdadır. Okul öncesi eğitim kurumları, günümüzde ailelere gerekli eğitim desteğini sağlayan, yol gösteren, sorumluluklarını belirli ölçüde azaltabilecek temel kuruluşlar olarak çok önemli bir işlevi yerine getirmektedir.



Okul öncesi kurumlar, gelişen toplumlarda giderek resmi okul sisteminin bir parçası haline gelirken, devlet, yerel yönetimler, vakıflar, gönüllü özel kişi ve kuruluşlar okul öncesi eğitim kurumu açıp çalıştırmaktadırlar. Böylece çalışan kadının çocuğuna güvenli bir bakım ve eğitim hizmeti sağlanmasına yardımcı olurken; büyük şehirlerin apartman tipi konutlarında, giderek daha fazla çekirdek haline dönüşen aile ortamlarında azalan sosyal ilişki imkânlarını hem çocuğa hem de yer yer anneye sağlamak açısından çok önemli işlevler görmektedirler.



Bir okul öncesi eğitim kurumunun ideal nitelikleri genelde o ülkede okul öncesi eğitimin temel amaçları ile çok yakından ilgilidir. Ayrıca çağ nüfusunun genel nüfus içindeki yeri, genel ve yerel bütçeden ne kadar kaynak aktarıldığı, çalışan kadınların sayısı vb. durumlar okul öncesi eğitim kurumlarının niteliklerini ve çalışma şartlarını büyük ölçüde etkiler.



OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN AMAÇLARI:
Okul öncesi eğitimin evrensel amaçları olarak sayılabilecek görüşler, OMEP’in (Dünya Uluslar arası Okul Öncesi Eğitimi Örgütü) uzun süre başkanlığını yapan, ünlü eğitimci Mialaret tarafından şöyle ifade edilmiştir.



Toplumsal Amaçlar:

Çalışan kadınların çocuklarına bakmak

Her çocuğa eğitim sağlamak ve onların bireysel gelişmelerine katkıda bulunmak

Çocukların birbirleriyle ve başkalarıyla ilişki içinde bulunmasına, sosyalleşmesine çok önemli katkıda bulunmak.

Eğitici Amaçlar:

Çocuğun duyu organlarını eğitmek, çevreye olan duyarlılığını arttırmak(renge, sese, estetiğe…)

Gelişimsel Amaçlar:

Çocuğun doğal gelişimini temel alarak, gelişimle ilgili tecrübelerine önem vermek.

Türkiye’de Okul Öncesi Eğitimin Temel Amaçları:

Okul öncesi eğitimin amaçları, Milli Eğitim’in genel amaç ve temel ilkelerine uygun olarak şöyle özetlenebilir:

Çocukların bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönden gelişmelerini, temel alışkanlıklar kazanmalarını sağlamak (gelişimsel amaçlar)

Her fırsattan faydalanarak çocukların millî, manevî, ahlakî, kültürel ve insanî değerlere bağlılığının gelişmesine yardımcı olmak (eğitici ve toplumsal amaçlar)

Atatürk, millet, vatan ve bayrak sevgisini kazandırmak (toplumsal amaçlar)

Çocuğun benlik kavramının gelişmesine, kendini ifade etmesine, bağımsızlığını kazanmasına ve özdenetimini sağlamasına imkân tanımak (gelişimsel ve eğitici amaçlar)



OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARININ GEREKÇESİ:
Geçmişten günümüze bakıldığında, okul öncesi eğitim kurumlarını gerekli kılan nedenler ülkeden ülkeye farklılık göstermekle birlikte, pek çok ortak sebep de dikkati çekmektedir. Bu sebepler şöyle özetlenebilir:

Geniş aileden çekirdek aileye dönüşen aile yapısı,

Köyden kente gelişle birlikte akraba ve yakınlarının çocuk bakımı ile ilgili desteğinin azalması,

Kadınların artan eğitim düzeyi ve bununla birlikte evin dışında çalışma fırsatlarının artması,

Kültürel eşitsizliklerin eğitimde fırsat eşitliğini engelleyici yönünün dengelenmesi,

Özellikle şehirleşme ile birlikte artan sınırlı mekânlara sahip apartman tipi yaşama geçilmesi, böylece çocukların yaşıtları ile birlikte bulunmalarının ve hareket imkânlarının da büyük ölçüde sınırlanması,

Ailelerin, çocuklarının eğitiminde bazı yetersizliklerinin bulunduğunu fark etmeleri,

Çocuk psikologlarının araştırmalarından ortaya çıkan sağlık ve büyüme ile ilgili yeni bilgi ve fikirler.

Bugün gelişmiş veya gelişmekte olan diye nitelenen tüm ülkelerde okul öncesi eğitim çok kere zorunlu eğitimin dışında tutulmakla birlikte, eğitim sistemlerinin en alt basamağını oluşturacak şekilde sistem içindeki yerini almış bulunmaktadır.
TÜRKİYE’DE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM



Türkiye’de ki okul öncesi eğitimin gelişmesini imparatorluk dönemindeki okul öncesi eğitim ve Cumhuriyet’ten günümüze kadar olan okul öncesi eğitimi diye adlandırabilir.



İmparatorluk Döneminde : Okul öncesi eğitimi üstlenen bazı kurumlar vardı. Bunlar sıbyan okulları, ıslahhaneler, darüleytamlar.



Sıbyan okulları, yani mahalle mektepleri Kur’an Okumayı, hesap yapmayı birazda yazmayı öğreten ilköğretim kurumlarıydı.



Darüleytamlar ve ıslahhaneler ise çoğunlukla savaşta ailelerini kaybetmiş çocukların barındırıldığı yerlerdi.



Resmi anaokullarının açılışı Balkan Savaşları’ndan sonra yaygınlaşmaya başlamıştır. Özel ana mektepleri ise 23 Temmuz 1908’ten önce bazı illerde, bu tarihten sonra da İstanbul’da açıldığı bilinmetedir.



“Osmanlı İmparatorluğu döneminde çocukların küçük yaştan itibaren iyi bir dini eğitim görmesi ve dini sağlam kişiler olarak yetiştirilmesine önem veriliyordu. Bu nedenle Cumhuriyet ‘ten sonraki okul öncesi eğitimden çok farklıdır.



İmparatorluk döneminde ilk planlanmış okul öncesi eğitimi çalışmaları 1913 yılında yapılmıştır. 6 Ekim 1913’te Tedrisat-ı İptidaiye Kanun-ı Mukavvati yanı ilköğretim geçici kanunu yayınlanmıştır. 15 Mart 1915’de de Ana Mektepler

Nizamnamesi hazırlanmıştır. Bu nizamnamede ;



Anaokulları, ilkokulu bulunan bir kız okuluna bağlı olarak ya da bağımsız olarak açılır.



Anaokulu kurulurken;



a) Binasının okul yapısına elverişle ve sağlık şartlarına uygun olmasına



b) Çocukların sayısıyla orantılı genişlikte bahçesinin bulunmasına,



c) Her çeşit eğitim aracının hazırlanmış olmasına özen gösterilecektir.



Anaokulları ücretli veya ücretsiz olarak açılabilir.



Ücretli resmi anaokullarına parasız çocuk alınmaz.



Anaokullarına 4-5-6 yaşındaki çocuklar alınır. Erkek ve kız çocukları birlikte bulundurulabilir.



Çocuklar anaokuluna alınırken doktor tarafından muayene edilecek, bulaşıcı hastalıkları olmadığı ve aşılı oldukları tespit edilecektir.



Anaokullarında çocuklar yaşlarına göre sınıflarına ayrılırlar.

Her sınıfa en çok 30 çocuk alınır.



Anaokullarında sağlığa uygun ve ahlaki oyunlar, okul içinde yürüyüşler ve düzenli beden eğitimi, dine ve milli öykü okumalar ve konuşmalar, resimlerin incelenmesi ve el işleri yaptırılır.



Anaokulları, en az haftada bir sağlık incelenmesine tabi tutulacak ve çocuklar tek tek muayene edilecektir. Gerek görülürse bu denetimler hakkında çocukların velilerine bilgi verilecektir.



Anaokullarında sınıf sayısı kadar bayan öğretmen ve yardımcı bayan öğretmen bulunur. Yönetim görevleri birincilere verilir.



Bir anaokulu öğretmeni olmak için; a) Darülmuallimat (İstanbul Kız Öğretmen Okulu) Ana Muallime Şubesinden mezun olmak.b) Veya bir anaokulu yönettiğine dair belgesi bulunmak. c) Veya anaokulu öğretmenliği yapabilecek yetenek ve bilgiye sahip olduğunu göstermek. ç) Türkçe’yi güzel telaffuz etme ve akıcı bir anlatıma sahip olmak gereklidir.



Anaokulu öğretmenleri Osmanlı uğruna sahip olacaklar ve hiçbir bulaşıcı hastalıkları bulunduğu doktor raporu ile belirlenecektir.



Anaokulu öğretmenlerinin terfi ve meslekte ilerlemeleri ilköğretim Kanunu”ndaki hükümlere tabidir.



İlk öğretmen Kanunu gereğince açılacak Sıbyan sınıfları da bu nizamname hükümlerine tabidir.



Bu nizamname yayınlandığı tarihte yürürlüğe girer.



Anaokullarına öğretmen yetiştirmek için 1915’te öğretmen okulu açılmıştır. Bu okul 1 yıl süreli eğitim veriyordu. 4 yıl hizmet göstermiştir. 370 mezun vermiştir. Ekim 1919’da kapanmıştır.



CUMHURİYET’TEN GÜNÜMÜZE



Cumhuriyet”in kurulduğu sıralarda Cumhuriyet’in getirdiklerine ayak uydurulabilecek insanlara ihtiyaç duyulduğu için ilköğretime ağırlık verilmiştir. Bu nedenle okul öncesi eğitim ailelere ve yerel yönetimlere bırakılmıştı.



25 Ekim 1925 ve 29 Ocak 1930 tarihlerinde çıkarılan çıkarılan kararda bütçe imkanlarının anaokulundan ilkokula kaydırılacağı bildirilmişti.



Bu nedenle anaokulları kapatılmıştı. Yalnızca çocuklarını kimseye bırakmayacak annelerin olduğu yerlerde açılabileceği bu şartlara uymayan annelerin çocukları alınırsa kurumun kapatılacağı bildirilmişti.



Hayatını işçilikle kazanmak zorunda olan dul ve fakir kadınların 3-7 yaş arasındaki çocuklarını sabahtan akşama kadar oyalamak, yedirmek, içirmek, giydirmek ve terbiye etmek için 1932 yılında İstanbul Belediyesi tarafından çocuk yuvası açılmıştır.



1961-1962 öğretim yılına kadar da resmi ana sınıfı, anaokulu açımlamamıştır. Bu dönemde 10 ilde ana sınıfı açılmış ve 20 ilkokul öğretmeni atanmıştır. Kız Meslek Liselerinde anaokulu öğretmeni geliştirmek için 1960-1964 yıllarında çocuk gelişimi ve bölümü açılmıştır.



1970-1971 yılında ilk öğretmen okullarının programları 4 yıllığa çıkarılmış ve okul öncesi eğitimi dersi eklenmişti.



1973 yılında çıkan MEB Temel Yasası ile tüm öğretmenlere yüksek öğrenim görme zorunluluğu getirilmiştir. 1980’de YÖK’ün kurulmasıyla bir çok üniversitede okul öncesi öğretmenliği Anabilim Dalları oluşturulmuştur.



İlköğretim çağına girmemiş çocukların eğitimi için 1992 yılında MEB tarafından merkez teşkilatında okul öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
Dünyada ve Türkiye’de okul öncesi eğitim



Okul öncesi ilgili bilgilerin ilk olarak Eski Yunan’da ortaya çıktığı bilinmektir.16-17 yy.da düşünürler bu dönemle ilgilenmeye başlamışlardır. Çocuk gelişimi konusunda ilk olarak çalışanlar ve okul öncesi eğitime öncülük edenler tıp doktorları ve sosyal reformcular olmuştur.



Ortaçağ Avrupa’sında çocuk 5 yaşına kadar yaşayabilmişse hayatının geri kalan kısmını garantilemiş sayılırdı. İnsan sağlığı ile uğraşan doktorlar çocuklarla uğraşmayı ve sağlıklarıyla ilgilenmeyi ebelere bırakmışlardı. Çünkü doktorlar ebelerle aynı statüde tutulmak istemiyorlardı. Ve 5 yaşından küçük bir çocuğa bir şey yapılamayacağını savunmaktaydılar.



18 yy.da bir tıp doktoru olan James Codagon çocukların bakımsızlıktan öldüklerini aksi takdirde çocukların yetişkinlere göre ateşli hastalıklara ve enfeksiyonlara karşı daha dayanıklı olduğunu savunuyordu. James Codagan daha çok annelere dönük, çocuk temizliği ve bakımı, beslenmesi konusunda bilgi veren çalışmalar yapmıştır.



1816 yılında Freidrich Wilhelm Froebel 3-6 yaş çocukları için çocukları için ilk anaokulunu kurmuştur. Froebel’e göre oyun çok önemlidir. Birey farklılıkları önemlidir. Oyunun en önemli eğitim vasıtası olduğunu belirten ilk pedagogdur.



19 yy gibi yakın zamana kadar çocuklar bugünkünden daha az bakım görmekteydi. Bunun göstergesi de çocukların işçi olarak çalıştırılmaları, ekonomik koşullar, bebek ölümleridir.



20 yy. de ise ökol öncesi dönemin gelişim özellikleri ve eğitim ihtiyaçları bakımından farklı bir dönem olduğu kabul edilmiştir. Yapılan çeşitli alıştırmalarla 0-6 yaş arasının çocukların geleceğini belirlemedeki etkisinin önemli olduğu kabul edilmiştir. Bu da özel resmi kişi ve kurumların bu alanla ilgili yatırımlar yapmasını sağlamıştır.



Türkiye’de ise okul öncesi eğitimin ortaya çıkışı özellikle kadınların çalışması ile olmuştur. Günümüzde bu gerçek devam etmektedir. Ayrıca çocukların oyun alanlarının daralması, arkadaşlarıyla birlikte olma imkanlarının azalması ve ailelerin bilinçlenmesiyle okul öncesi eğitime ilgi artmıştır.



Hiçbir ülkede tek tip bir program uygulanmamaktadır. Bazı programlar özellikle çocuğun eğitilmesini amaçlar, bazıları ise anne babayı eğitme yolu ile çocuğa ulaşmayı hedefler. Bir kısmı hem anne babayı hem de çocuğu birlikte eğitime almaktadır. Okul öncesi eğitim veren okullar ana okulları, ana sınıfları, gündüz bakım evleri, ilkokula hazırlık sınıfları adları altında görev yapmaktadır.

Hiç yorum yok: