http://www.balikesirdemokrat.com.tr/haber-2569-m-muslum.html
http://www.balikesirdemokrat.com.tr/yazar-6-919-ibrahim_demirci.html
“İsyankâr Sokakların Günahkâr Çocukları ” ÖKSÜZ
KALDI
“Vicdanının
sesini dinle bak ne diyor. Sesin için bir can ,bir can ölüyor”
|
Hayranları tarafından Müslüm Baba olarak
anılan Müslüm Gürses öldü.
Arabesk
müziğin en başarılı isimlerinden biri olarak kabul edilen Gürses, özellikle
90’lı yıllarda bir fenomen haline gelmiş, konserlerinde jiletle kendisine zarar
veren fanatik hayranları nedeniyle büyük tartışma konusu olmuştur..
Şöhretinin
ilk yıllarında çıktığı Anadolu turnesi sırasında büyük bir kaza geçirdi. Ölümden
dönen çok uzun tedavilerden sonra tekrar yaşama dönen sanatçı, yaşadıklarını
daha sonra şu şekilde dile getirecekti:‘‘O
kazada şoför öldü… Beni de öldü sanmışlar zaten… Sonra alıp hastaneye
götürmüşler… Ben ölümü yaşadım aslında… Bana göre yeniden hayata dönmüş olmam,
Allah’ın bir lütfudur. Alın kemiğim un ufak olduğu için en küçük bir darbede
ölebilir ya da kör kalabilirim… Ameliyatta alnıma beynimi koruyacak plaka gibi
bir şey taktılar… O korkunç kazadan sonra koku alma duyumu yitirdim… Hiçbir
kokuyu alamıyorum ne yazık ki şimdi… Çok kuvvetli parfümler ispirto kokusu
veriyor bana… Ayrıca işitme duyumu da yüzde elli yitirdim… Çok ağır işitirim…
Neyse, buna da şükür, yaşıyoruz işte…’’
90’lı
yılların başında gördüğü büyük ilgi üzerine ortaya çıkan ve Müslümcüler olarak
anılan büyük bir fanatik kitlesi şarkıcının konserlerinde kendilerine zarar
vermeye başladılar. Müslüm Gürses şarkılarındaki yalnızlık, hayata duyulan öfke
ve ayrılık acısı gibi temaların dinleyicisinde yarattığı bu etki giderek bir
fenomen halini almıştı. Şarkıcının zaman zaman yaptığı uyarılara rağmen
konserlerinde birçok dinleyicisi jilet kullanarak vücuduna zarar veriyordu.
Arabeskin içinde bir alt kültür olarak kendini var eden bu durum, Gürses
şarkılarına olan ilgiyi körüklüyordu.
İstanbul'a
kar yağmayınca, Türkiye'ye kar yağmadığını sanan basın, Müslüm Gürses'in gücünü
1989'daki Gülhane Konseri'nde gördü. 100 bin civarındaki insanın, sadece
konsere bir şarkıcıyı görmeye dinlemeye gitmesinin ötesinde o gün Gülhane'de
toplumsal bir olay yaşanıyordu. Ayaklarına kapananlar, atletlerini fırlatanlar,
coplara aldırmadan bir kez öpeyim diye sahneye fırlayanlarla Müslüm Gürses, bir
şarkıcı kimliğinin ötesine geçip tam anlamıyla bir fenomen, bizatihi temsil
ettiği değerlerle bir olay olduğunu dosta düşmana gösteriyordu.
Oysa
daha 1969'da 300 bin satan "Sevda Yüklü Kervanlar" plağı vardı ama o
ve dinleyicileri basının ilgi alanına girmemişti bir türlü. Yoksulluk yüzünden
küçük yaşta Urfa sonrası Adana'ya göç etmesi ve sonra İstanbul'a gelmesi sadece
kişisel biyografisinin ayrıntısı değildi. O gün Gülhane'de açılan pankartların
birisinde yazan "İsyankâr Sokakların Günahkâr Çocukları" ifadesi
sadece fanatiklerinin sosyolojik durumunu değil, özdeşleştikleri Müslüm Baba'yı
da ifade ediyordu. O yüzden gencecik yaşında "baba" olmuştu çünkü o
aynı zamanda ardındaki milyonlarca kitleyi temsil ediyordu.
"İsyankâr
Sokakların Günahkâr Çocukları"na göre Müslümcü Olmak;”Hayata
tebessümle bakmaktır. Başkalarının göremediği şeyleri görebilmektir.
Müslümcülük ölümle alay etmek, sevme duygusunu derinlerde yaşamaktır. Kendi içine
kapanmak, bazen delicesine küfür etmektir. Yapılan yanlışlara, kahpeliklere ve
ihanetlere, bazen unutmaya yüz tutmak, unutamamaktır. Müslümcülük onu kalbine
yazmak, içindeki serseriyi dışa vurmaktır. Bakkal Mahmut’un kızına gönül
koymaktır. Müslümcülük 15 çeşit mezeyi bir tutmak, oturup karşılıklı içmek
tanrıdan yaşama sebebi istemek, şöför kardeşle muhabbet etmektir. Bazense
esrarlı gözleri mırıldanmaktır. Müslümcülük bazen mezara girmeye lüzum
kalmayacak kadar harap olmak, Tanrı istemezse yaprak düşmeyeceğini bilmektir.
Ve dağlarda kar olmayı dilemektir. Müslümcülük iki öpücük niyetine, değil
taparcasına sevmektir. Müslümcülük bizi kimse ayıramaz, diyebilmektir. Dertler
insanı olmaktır. En sevdiğin insan, seni sırtından vursa da, mutlu ol yeter.
Diyebilmektir. Müslümcülük sanat, Müslümcülük aşk, Müslümcülük isyan,
Müslümcülük, ayrıcalıktır !”
Bu
coğrafyada yaşayan, birçoğumuzun farkına bile varmadığı bir kesimin “BABA” dediği kendisini onda gördüğü önemli bir
adam, sanatçı, gönül insanı, MÜSLÜM GÜRSES öldü. Allah rahmet etsin. Mekânı
cennet olsun. İsyankâr Sokakların
Günahkâr Çocukları yeni bir baba buluncaya kadar öksüz kaldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder