2 Mart 2013 Cumartesi

“YÜZÜ OLMAYAN ADAM”


BALIKESİR-DEMOKRAT GAZETESİ --- 28 ŞUBAT 2013 SAYFA 3--KÖŞE YAZISI......



“YÜZÜ OLMAYAN ADAM”
Geçenlerde eski bir öğrencim aradı. Hayatın zorluklarından bahsetti. Sıkıldığını, mücadele edecek gücü kalmadığını belirterek;

-Ben çok çabaladım ve Allah nasip etmedi, çok yoruldum öğretmenim... DEDİ.
Kendisine anlattığım hikâyeyi sizinle paylaşayım.

Yıllar önce çalışkan bir adam, ailesini avantajlı bir iş imkânı sağlamak için Newyork’tan Avusturalya’ya götürmüş. Adamın ailesinden biri, sirke trapez artisti olarak katılmak veya aktör olma tutkusu olan genç ve yakışıklı oğluydu.

Bu genç adam zamanını bir sirk işi ya da herhangi bir sahne işi gelene kadar kasabanın sınırındaki batı bölümünde yerel bir tersanede çalışarak geçirdi.

Bir akşam, işten eve gelirken, onu soymak isteyen beş haydut tarafından saldırıya uğradı. Genç adam, parasından vazgeçmek yerine onlara karşı koydu. Bununla birlikte onu kolayca alt ettiler ve onu feci şekilde dövmeyi sürdürdüler. Botlarıyla yüzünü parçaladılar ve tekmelediler, vücuduna sopalarla acımasızca vurdular ve onu ölüme terk ettiler.

Aslında polisler, onu yolda uzanmış bir şekilde bulduklarında, onun öldüğünü sanmışlardı. Morg yolunda, polislerden biri, adamın zorlukla nefes aldığını duydu ve onu hemen hastanedeki acil bölümüne götürdüler. Acil bölümünde yatarken, bir hemşire korku içinde bu genç adamın uzun süre bir yüze sahip olamayacağını fark etti. Göz yuvaları parçalanmış, kafatası, bacakları ve kolları kırılmış, burnu askıda kalmış, bütün dişleri kırılmış ve çenesi hemen hemen kafatasından ayrılmıştı.

Yaşama imkânı az olmasına rağmen, bire yıla yakın zamanını hastanede geçirmişti. Sonunda hastaneden ayrıldığında, vücudu iyileşmişti fakat yüzü bakılamayacak kadar biçimsiz ve iğrençti. Artık herkesin imrenerek baktığı yakışıklı genç değildi.
Genç adam, yeniden iş aramaya başladığında, herkes tarafından geri çevrildi. Bir işveren, ona, sirkte “Yüzü Olmayan Adam” adında tuhaf bir şov önerdi ve bir süre bu işi yaptı. Bu olanlar boyunca o, hala herkes tarafından reddediliyor, işyerinde hiç kimse onunla görünmek istemiyordu. Genç adam intiharı düşünmüştü. 
Bütün bunlar beş yılda gelişmişti.

Bir gün, kiliseye uğradı ve bir teselli aradı. Kiliseye girerken onu, kilisenin sırasına diz çökmüş, hıçkıra hıçkıra ağlarken gören bir rahiple karşılaştı. Rahip ona acıdı ve onu uzun uzadıya konuştukları odasına götürdü.
Rahip büyük ölçüde etkilenmişti, onun yaşamını ve gururunu tekrar kazanabilmesi için elinden gelen her şeyi yapabileceğinin mümkün olduğunu söyledi. Ama genç adam, iyi bir Katolik olabileceğine söz verecek ve olacaktı. Genç adam her gün ibadet için kiliseye gidiyor ve ibadet ediyordu ve Allah’a onun hayatını bağışladığı için dua ettikten sonra, beyin huzurunu sağlamasını istiyor ve onun gözünde, iyi bir insan olması için şükran duasını ediyordu.

Rahip, kişisel ilişkileri sayesinde, Avustralya’daki en iyi plastik cerrahla görüştü. Genç adam hiçbir ücret ödemeyecekti. Çünkü doktor, rahibin en yakın arkadaşıydı. Doktor genç adamdan çok etkilenmişti. Onun hayata bakış açısı, tüm kötü tecrübelerine karşı mizah ve sevgi doluydu.
Cerrah harika bir şey başardı.En iyi  ameliyatlarını onun için yaptı.Genç adam, Tanrı’ya söz verdiği her şeyi yerine getirdi..Tanrı da onu harika ve çok güzel bir eş, yedi çocuk ve ileride kariyer için düşündüğü iş hayatındaki başarı ile ödüllendirdi.

Eğer Allah’a şükretmezsen ve sana değer veren insanları sevmezsen, toplumda kabullenilmezsin.

Bu genç adam………………. Mel Gibson ‘du….
Onun hayatı “Yüzsüz Adam” filminin prodüksiyonuna ilham oldu. Cesareti olan her insana örnek oldu.
Hikayeyi dinledi.Öğrencim duygulandı.Son söz olarak  ona şunları söyledim.

BIRAKMAK YOK..! Başarının sırlarından biri, geçici başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir.

Ben bir şeyi yapmak istemişsem, onun için her şeyi yapmama rağmen olmamışsa, o zaman bu benim nasibim değilmiş derim.

Ama bir şeyi istemiş ve onun için çok az çalışmışım ve olmamışsa sonunda nasip değilmiş dersek. Rabbimizi yalanlamış olmaz mıyız?

Her bakımdan verimli çalışkan ve iletişim becerisi yüksek prezantabıl kişisin seni takdir ediyorum. Yapabileceğin daha yüzlerce iş var.  Hayatta yapabileceğiniz en büyük hata, sürekli bir hata daha yapacağımız korkusudur.  BIRAKMAK YOK..! GELECEK SENİN...

Hiç yorum yok: